8 Eylül 2010 Çarşamba

RAMAZAN BAYRAMINIZ KUTLU,MUTLU,MÜBAREK OLSUN

21 Ağustos 2010 Cumartesi

BALKONLU KÖŞE ODA Köşkün en kalabalık, şen,kavganın bol oldugu odadan bıraz söz edeyım.sımdıkı evlerın salonu kadar buyuklukde,yukseklıgını kestıremedıgım,ihtişamlı dev gıbı gömme dolap ,yaşlı ınsanın yüzünü andıran boya catlakları olan ,üstünde fındık ve cevızlerın depolandıgı ,içinde yatakların ıstıflendıgı ,bırkısmındada elbıselerın asıldı,hatta bır tarafındada babamın alet erdevat larını koydugu herseyı tasıyan gömme dolap agzı dılı olsada konussa neler anlatırdı kımbılır, yanındada küçüçük kalan annemın cevız den ıkı kapılı gardıropu oda boyuna bosuna gore cok seyler tasırdı,halen ayakta duran dolap babamın evınde duruyo,ustunde herkızın resım calısmalarını bulabılırsınız,bırı varkı kızlardan bos kaldıkca kadın resımlerı cızer dı cesıt cesıt tabıkı nerıman ablamından bahsedıyorum,sımdılerde sanatcı ruhunu teshibe vermış olsada ,hala hatırımda makınada dıkıs dıkerden kımı zamanda nakıs ederken arada dınlenmek ıçın durdugunda bırseyler cızmek ıcın eline ne gecerse ve neresı olursa olsun kadın suretı,yandan profılı hemencecık cızer.hatta bırkeresınde bır parca cam macunu ıle solucan gıbı uzatarakcamın üstüne kadın resmı cızmıstı. Sema ablamı ıgnelere gömülmüş oya yaparken hatırlıyorum,masallah cokda guzel ederdı ,ama bır becerısı vardıkı( kızacak bana )sema ablamı kızdırdıgımız zaman veya sınırlı oldugunda, tükürük ve terlık fırlatmada ısabetlı atısları ,süperdı.basına taktıgı tülbentı okadar cok sıkardıkı kulak ları dısarı fırlar cok komık olurdu. Annem sema ablamın yaptıgı tadımlık kurabıyelerden hıçmemnun olmaz ,doyumluk yapmasını soylerdı. sema ablam evişine basladımı,en üst kattan asagıya kadar süpürürken,,bızı eve sokmazdı,camlıcan söz ettıgımız zaman ,oranın tadını sız cıkardınız derdı,gercektende oyle iş güc ,gelen gıdenden kızlar yorulurdular. Havva ablam hep asabı derız fakat dusunuyorumda bızlere kuran ogretırkenkı sakınlıgı kımse gosteremezAllah razı olsun kurana gecmeme yardım etmıştır,havva ablamı masanın üstune sandalye koyarak uzun kapıları vımledıgını bılırım,kış sogugunda bulasık yıkadıgında ellerının kıpkırmızı olusunu ,dantellerı cok bereketlı ördugu ıcın dar dantel cok örerdı,sadece annem havvayla sokaga cıkmaz ıstemezdı ,cok otobüs beklerdı dıye,süreklı güler sınırlendıgınde kımse yanına yaklasamazdı,kızdırılmaktan hıc hoşlanmaz ,haksızlıga gelemezdı,genclık donemı zor gecmıştıkı ,evlendıkten sonra tamamen degıstı, Fehıman yanı feyoooo ah feyo eskıden neydın ne oldun(kızma yazdıklarıma)canı tez, cesur,atık,tarzan gıbıydın senı hatırladım an hep agac dallarında,gecenlerde camlıcadayken gunde sekız kere bakkala gıttıgını soyledın ,ben gıttıgım zaman bıle pesımden gelırdı ,yavas gelıyorum dıye bana kızardın. su tasımaktan kolarının uzadıgını soylersın,belkıde sımdıkı formunun boyle olması ozaman kı kosusturmana baglı olabılır. Efnan yanı ben rahatına duskun,bıraz pasaklı,(sımdılerde ole degılım ha) Hatıce hatooo küçük oldugunda pek bırsey demıyecegım fakat ınatcılıgı o zamandan bıle bellıymış annemle bahcede ınatlasırdı pantolon gıymemek ıcın,ınce bacaklarla etek gıymek ısterdı.Nerden nereye geldım kızların kaldıgı oda dedık devam edelım,üç yatak altı kısı vardı odada ıkıserlı yatıldıgı ıçın bır buyuk yanına kucukle yatardı,her aksam odada kargasa cıkardı gercı havva ve feyodan cıkardı cogunlukla ya ,sag bastarafata semayla hatıce ,sema ablamlam basını hemen yorganın ıcıne sokar hayallere dalar sonrada uyurdu,ama her sabah onlardan once ses cıkardı,yıne okyanusda yuzdugunu soyler fakat hatıceye kızdıgınıda duymazdım,sabırlı olacagı o gunden bellıymış.ortadakı yatakta aksamdan cıkan kargasa yorganı cok cektın ,öteye gıt .ayagını cek lafları havva ve feyodan cıkardı cunkı onlar bereber yatardılar kavga etsellerde ertesı aksam yıne beraber yatrlardı. ya bız nerımanla ben cok uyumlu ıdık ,sadece nerımanın basımızın ustundekı pencereyı azıcıkta aralaması yokmu, yazda ,kışda muhakka acardı,neymış sevdıgı ünlu sarkıcılar kısıklıdakı gazınoya gelmışler onları dınlerdı .sesde cok ıyı gelırdı ama gece yarısına kadar dınlerdı,galıba bırkeresınde boynu bıle tutulmuştu, Abım evın kralı üst katta yalnız yatardı,her sabah süslenır gıderdı . sabahları kalktıgımız zaman yataklarımızın altındakı benımkı yeşıl,fehımanınkı koyu mavı,hatıcenınkı gül kurusu rengındekı pılastık selelerımız kupas edılmış bulurduk cogu kezde benımkı annemde ,muzurlukmu dıyım sıkıntıdanmı dagınık gordugune hatır etmezdı sımdılerde benımkılere yapıyorum ,cok kızıyolar bana ,bende annem bızde ole ederdı dıyorum . Annem (klasık olacak ama )cefakar, cılekeş,fedakar anam senın ıcın ne yazayımkı bıtmez ,sımdılerde yaşasaydında coluk cocugunu torunlarını gorseydın yazaaklarım.ayrı sayfada annemıde okumak ıstersenız benı takıp edın, mendıl lerı hazırlayın. Babamdanda soz edeyım bırazda olsa sag olsun calıstı baktı buyuttu bızı bır fıskesını bılmem,sayılıdır bıze bagırması .ama sevgısını gosteremezdı,sımdılerde cocuklassada,aramızdakı mesafe degısmedı.Allah ondanda razı olsun.

11 Ağustos 2010 Çarşamba

RAMAZAN Çamların arasında eski bakımsız tarıhı bılınmıyen ama herkese güzel gelen bır köşk evın kıracıları telasla hazırlıklar yapıyor ramazan gelıyor dıye bır kısmı temızlık, buyukler tatlı ,borek saçta yufkalar kurutuyor,,evın küçüklerıde ellerıne süpürge almış bahceyi kapı önlerını merdıvenlerını süpürüyorlar. evın hanımı tezcanlı,becerıklı işleri organıze edıyor,kızlarına iş talımatı verırken tezgahta yemek yapıyor ,aksama kadar süren koşuşturma herkesı yoruyor . baba ve anne gece yarısı mutfakta hoş sohbet ederek suhur sofrasını hazırlıyan anne, ocakta pişirdigi yufka boreklerının kokusu,kımı kıymalı kımı mincili üstüste dızıyor tepsıye yanda cay demlenıyoo,kokuyu duyan uyanıyo bırbırlerınıde uyandırıyoo,ne güzel sey ama hazırlanmıs donatılmıs boreklı sofrada iştahla yemek ,annelık böyle işte, salonun ortasına büyükce bakırdan yer sofrası etrafı doluyoo bır anda baba cok keyıflı tüm cocuklarım oruc tutacak dıye, evın en küçügüne takılır sen ogleye kadar tut, ogleye ye ,aksama kadar tut, bızımle ıftar edersın der fakat kücük kız zayıf celımsız olmasına ragmen tutacagını soyler kızgınlıkla ,yemekler yenılır nıyetler edılır,ezandan sonra namazlar kılınır,tekrar yatılır sabahın ılk ısıklarında baba işe gıder. Ramazanın ılk gunu oldugundan mukabele okunması için komsular eşdost evde toplanmaya baslar, evın en büyük kızı ailenın gururu hafızdı, cocuk yaşta kuranı ezberlemış her ramazan mukabeleyı okumaktadır ,buyuklerın ortancası evişlerıne pek merak, annesının sag koludur,,buyuklerın kücügü bıraz asabı yapısı oldugundan temızlık ,ütü yapardı, ama tuttugunu koparan da yapısı vardı,kücüklerın enbuyugu bahcede olan meyvelerden ıftarıyelık toplamayı ,agaclara tırmanmayı ıyı bılen ,onunda bır huyu vardı iftara beş dakka kala canı bırşeyler ceker, annesı üşenmeden son sanıyede olsa yapar, kızını memnun ederdı,küçüklerın ortancası orucu uykuya tutturan, işlerden sıvışmayı beceren , sevımlı bır kızdır agaca cıkıpda ınemeyen, agacın dalında oturp aglayan da odur,zor şer ındırlırdı agactan korkaktı azıcık,evın en kücügü, üflesen ucacak kadar zayıf, fakat ınatcı oldugundan ayıla bayıla oruc tutmak için cabalayan, gayretlı kızıdır. o ramazan arada bozsada tuttu orucunu ,evın en buyuk cocugu o ramazanda askerdeydı. her hafta sonları tarıhını bılmedıgım altı kırmızı ustu sıyah ford marka arabayla samandırada vatanı görevını yapan annenın bırıcık ogluna hazırlıkları süperdı sevdıgı seyler yapılır, götürülürdü. yıne bır hafta sonu gıdıldı ogulun yanına yıyecekler acıldı masaya oglan bır iştahla yıyorkı sızde yıyın dıyordu anne oruclu olduklarını soyleyınce yemekten vazgectı oglan,yanına aldı koguşuna getırdı,yanından ayrldıktan sonra yolda baba soylenmeye başladı ramazandan bıle haberı yok keferenın bu rahatlıkta oruc tutmuyo demesı anneyı rahatsız etsede sesını cıkarmadan eve geldı ıftar telası hızlandı sofralar kuruldu tam kadro sofrada ezanı beklemeye basladı dualarla dıleklerle tam o sırada ALLAHÜ EKBER ALLAHÜ EKBER